Çocukken Amcasının Tecavüzüne Uğrayan, Kocası Tarafından Geneleve Satılan ‘Hayatsız Kadın’ Ayşe Tükrükçü’nün hayat hikayesi kan donduran cinsten…
Daha 15 günlükken babaannesinin yanına bırakılan Ayşe’nin yanına bir de yeni doğan kardeş İlknur ekleniyor. İki kardeş Antep’te babaanneyle büyüyor.
Fakat bir süre sonra ailesi Ayşe’yi yanına, Almanya’ya alıyor. Yaşı henüz 7. Sevgisiz bir ailede yeni hayatına alışmaya çalışırken baba “yemeğin tuzu yok” diye anneyi dövüyor; anne de hırsını almak için çocukları dövüyor. Şiddet, nefret, sevgisizlik her şey var… Bir süre sonra günün birinde Antep’te yaşayan babaanneden “Çocukları benden aldınız, yapayalnız kaldım. Bari birini gönderin” diye mektup yazınca Ayşe koşa koşa geri dönüyor. İşte o gidiş, Ayşe’nin kötü hayatının başlangıcı…
Ayşe 9 yaşındayken amca, çocukları babaanneden alıp Antalya’ya götürüyor. Bir gece uykusunda üstünde bir ağırlıkla ve alkol kokan bir nefesle uyanıyor Ayşe. Yan yatakta amcasının kızı Şengül de yatıyor üstelik. 9 yaşındaki Ayşe’nin ağzını kapatıyor ses çıkartmasın diye, çamaşırlarını yırtıyor ve kaçamasın diye meyve bıçağını sırtına saplıyor, tecavüz ediyor. Amca her gün Ayşe’yi kendi elleriyle yıkayıp akşama hazırlıyor; kaçamıyor 9 yaşındaki çocuk.
6 ay sonra baba gelip Ayşe’yi yeniden Almanya’ya götürüyor ama durumdan haberdar değil, zaten anlayacak bir adam da değil. Bu sefer evde şiddet başlıyor, her gün dayak yiyor babadan. Ayşe’nin vücudundaki morlukları fark eden öğretmeni sosyal hizmetlere haber veriyor Ayşe aileden alınıp yetiştirme yurduna veriliyor. Vücudunda tam 72 tane morluk tespit ediliyor.
Yetiştirme yurdu, Ayşe’nin belki de hayatında en huzurlu olduğu zaman dilimi. Tecavüze uğradığını 11 yaşına kadar söyleyemiyor.
Bir gün yurtta duş aldıktan sonra kurulanırken bacaklarından akan kanı görüyor öğretmeni ve bir şey olduğunu düşünüyor önce. Ayşe “Ali Rıza yaptığında da böyle olmuştu” diye çığlıkla ağlamaya başlayınca yurttaki öğretmeni bir şeyler olduğunun farkına varıyor. Ayşe aslında her genç kız gibi regl olmuş o sırada. O feryattan sonra Ayşe’nin tecavüze uğradığı anlaşılıyor ve yetkililer aileye dava açıyorlar. Aile Ayşe’yi sahiplenmek yerine “O..pu oldun sen” diyor. Amca kızı Şengül’de itiraf ediyor ” Evet babam tevacüz etti” diye fakat değişen hiçbir şey olmuyor.
Bebeğini dayak yediği evde tuvaletin deliğine düşürüyor.
23 yaşına kadar Almanya’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye geliyor ve kendisine ilk evlilik teklifi eden adamla evleniyor kurtulmak için. Futbolcu olan eşine durumu anlatıyor, kabul ediyor. Ancak bu sefer de kocasının abisi tarafından şiddet görüyor, hem de 6 aylık hamileyken. Köydeki evlerinin tuvaletine gittiğinde çocuğunu, o lağım çukuruna düşürüveriyor yediği dayaklar yüzünden. Eğilip çukurdan almak istiyor, alamıyor… Bir süre sonra Hasan’la boşanıyorlar. “Dul bir kadın” olarak Antep’e dönüyor Ayşe.
Almanca bildiği için bir avukatın yanında işe başlıyor Antep’te. Bahri ile de orada tanışıyor. Tanıştıktan sonra akraba ziyareti diye il il geziyorlar Bahri Ayşe’ye güzel giyin saçını yap diye tembihliyor. Gittikleri her yerde akrabalar ‘erkek’ tek bir kadın yok. Meğer o adamlar genelev patronlarıymış. Ayşe’ye “evlilik için lazım” diyerek bir sürü kağıt imzalatıyor Bahri. Ayşe’nin geneleve satıldığını belgeleyen kağıtlar….
Kaçmaya çalışan Ayşe’nin 2,5 yıl boyunca başına gelmeyen kalmıyor. Gitmek istediğinde gözünün önüne kafası, bedeninden ayrılan arkadaşları geliyor.
Kendisine aşık olan bir müşterisi Ayşe ile evlenmek istemiş ama genelevden çıkmak o kadar kolay değil. Önce o borçlar ödenecek!
Adam evlenmek istemiş ama düğün parası yokmuş ve Ayşe’nin kendisine borç olarak çıkartılan sigorta parası, işçi parası, yemek parası, kuaför parası, vekil parası, yakıt parası, su parası, elektrik parasını ödemesi gerekmiş. Bunun için de tam 700 erkekle daha birlikte olması gerekmiş. Düğünün neden şart olduğunu şimdi anlayacaksınız…
“Genelevden düğünle çıkan kadın” diye haber olunca Şefkat-Der başkanı kendisine ulaşmış.
Gündüz saatlerinde herkesin parasıyla yemek yiyebileceği, akşam da evsizlere ücretsiz yemek dağıtan bu muhteşem projenin başında şimdi Ayşe Tükrükçü. Sadece yemek değil üstelik, iş ve yaşam imkanı da sağlıyorlar ihtiyacı olanlar için. Üstelik her ay ünlü bir şef gelip bu lokantada menüye katkıda bulunuyor, ekiple birlikte yemek yapıyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)